Çeyrek asırdır engelsiz bir Malatya ve engelsiz bir Türkiye yaratılması ve insan onuruna yaraşır bir yaşam olanağına kavuşmak amacıyla mücadele eden engelli bir vatandaş olarak artık yoruldum…
Her sabah doğan günü umutla ve güler yüzle karşılayarak yaşamı kucaklamaya çalışsak da karşımıza çıkan özde değil sözde duyarlı geçinen seçilmiş siyasilerle atanmış idarecilerin tutum ve davranışlarıyla mücadele etmekten dolayı yoruldum…
Asıl ve asli görevleri Anayasal ve yasal haklarımızla ilgili mevzuatları uygulamakla mükellef olan atanmış kamu idarecilerinin vurdumduymaz tutum ve davranışlarını görmekten dolayı yoruldum…
3 Aralık Dünya Engelliler Günü ya da 10-16 Mayıs Türkiye Engelliler Haftası gibi özel günlerde sırtlarımızı sıvazlayarak ‘gazımızı’ almalarından dolayı yoruldum…
Bizlere çok gördükleri insanca yaşam olanakları nedeniyle kalitesiz bir hayat yaşamak zorunda bırakılmaktan yoruldum…
İşte bu nedenle diyorum ki:
“Dört yaşından beri engelli olarak yaşamını sürdüren Ali Haydar Koyun olarak, yasal ve anayasal haklarımızı sümen altı ederek görmezden gelen ve uygulamayan görevliler yüzünden maruz kaldığımız PASİF ÖTENAZİ uygulamasından yoruldum…
Buradan açık ve net yetkililere sesleniyorum: İnsan onuruna yaraşır, eşit bir yaşam hakkı tanımayarak uyguladığınız PASİF ÖTENAZİ yerine AKTİF ÖTENAZİ uygulamanızı talep ediyorum.”
Evet, yanlış okumadınız… PASİF ÖTENAZİ’yi yavaş yavaş uygulayan görevliler tarafından AKTİF ÖTENAZİ yapılmasını talep ediyorum…
Sözü evirip çevirmeden talebimi açık açık belirtiyorum… Nasıl olsa kalitesiz bir yaşama tabi tutarak ruhsal çöküntü yaşamamıza neden olduğunuz için yavaş yavaş ölüyoruz… Hiç değilse birden ölelim daha iyi…
Yorulan tek ben değilim elbette… Hatta benden önce geçen yıl yorularak bıktığını belirterek mücadele etmekten havlu attığını söyleyen Türkiye Sakatlar Derneği Malatya Şubesinde 21 yıl süresince omuz omuza mücadele ettiğim arkadaşım, dostum Yücel DOĞANŞAHİN’de 14 Aralık 2019 günü yaşadığı ve karşılaştığı ayrımcı, ötekileştirici bir uygulamadan dolayı kaleme alarak Malatya Valiliğine götürüp verdiği ve ardından ise CİMER’e yolladığı yazısında “Sizden ricam ilimizin cumhur başkanı olarak bizleri toplayın imha edin. Siz bizden kurtulun bizde bu kalitesiz yaşamdan kurtulalım.” diyor.
Yücel Hanım “Son Damla MUCİZE 2 Filmi” başlıklı yazısının devamında kelimesi kelimesine şunları dile getiriyor:
“Ben 1959 senesinde Kütahyanın Emet kazasında doğmuşum.
23 sene yürüyemeden evden dışarı çıkmadan yaşadım. 10 sefer amaliyat olduktan sonra deyneklerle ve yürüme cihazıyla yürümeye başladım. Dışarda akülü arabayla dolaşıyorum.
Babamla Annemi gerçek evlerine yollayalı 5 yıl oldu. Yalnız yaşıyorum… Bugün 2019 Aralık 14 itibariyle Yeşil sinemanın önünde duran bir gence içerdekilere söylermisiniz benim yanıma gelmelerini dedim. Yanında bir gençle birlikte geldiler. Mucize 2 filmini izlemek istediğimi söyledim. Gençde engellilerin girebileceğim salonda Mucize filmi gösterimde değil dedi. Yetkiliyim diyerek bir bayan geldi geçen hafta bu salonda gösteriliyordu o zaman gelseydiniz dedi.
Çokmu şey istiyorum insanca yaşamak istiyorum…
Sayın Valim
Ülkemde ve ilimizde engellilerin yaşam şeklini zorluklarını hepimiz biliyoruz.
Zamanında okumak istedim sen okumasanda olur. Çünkü sakatsın dediler. Çalışmak istedim, sakatsın çalışamazsın dediler. Kalitesiz yaşamamız için belli makamlar, ailelerimiz, toplum elinden geleni yaptı. Bizler gönüllü olarak bu yaşamı tercih etmedik.
Hiçbir zaman tanrıya isyan etmedim. Ama bize engel koyanlara 2 cihandada hakkımızı helal etmiyoruz.
Yalnız yaşıyan bir vatandaşım, özel günlerde sırtımız sıvaslanarak baş tacı olmayı istemiyoruz.
İlimizdeki mimari engellerin azaltılması sosyal yaşamların kolaylaştırılması yeni yapılan binaların bizlere uygun yapılması temennimdir.
Bu güne kadar çoğu isteklerimiz gerçekleşmedi. Sizden ricam ilimizin cumhur başkanı olarak bizleri toplayın imha edin.
Siz bizden kurtulun bizde bu kalitesiz yaşamdan kurtulalım. Saygılarımla
Yücel DOĞANŞAHİN
Not: Yazımın gerektiği gibi yazamamamın nedeni evde kendim yazmayı okumayı öğrendim. Okula gitmemiş birinin yazısı bu kadar oluyor…”
Sözün özü olarak, buradan Malatya’nın seçilmiş siyasiler ile atanmış idarecilerine soruyor ve diyorum ki: Benim talep ettiğim “AKTİF ÖTENAZİ” ile Yücel DOĞANŞAHİN’in yazısında belirttiği “İMHA EDİN” talebi ortada… Ya ötenazi, ya da insan onuruna yaraşır eşit bir yaşam hakkı istiyoruz… Sadece ve sadece insanca yaşamak istiyoruz… Sizce çok mu şey istiyoruz?
Her sabah doğan günü umutla ve güler yüzle karşılayarak yaşamı kucaklamaya çalışsak da karşımıza çıkan özde değil sözde duyarlı geçinen seçilmiş siyasilerle atanmış idarecilerin tutum ve davranışlarıyla mücadele etmekten dolayı yoruldum…
Asıl ve asli görevleri Anayasal ve yasal haklarımızla ilgili mevzuatları uygulamakla mükellef olan atanmış kamu idarecilerinin vurdumduymaz tutum ve davranışlarını görmekten dolayı yoruldum…
3 Aralık Dünya Engelliler Günü ya da 10-16 Mayıs Türkiye Engelliler Haftası gibi özel günlerde sırtlarımızı sıvazlayarak ‘gazımızı’ almalarından dolayı yoruldum…
Bizlere çok gördükleri insanca yaşam olanakları nedeniyle kalitesiz bir hayat yaşamak zorunda bırakılmaktan yoruldum…
İşte bu nedenle diyorum ki:
“Dört yaşından beri engelli olarak yaşamını sürdüren Ali Haydar Koyun olarak, yasal ve anayasal haklarımızı sümen altı ederek görmezden gelen ve uygulamayan görevliler yüzünden maruz kaldığımız PASİF ÖTENAZİ uygulamasından yoruldum…
Buradan açık ve net yetkililere sesleniyorum: İnsan onuruna yaraşır, eşit bir yaşam hakkı tanımayarak uyguladığınız PASİF ÖTENAZİ yerine AKTİF ÖTENAZİ uygulamanızı talep ediyorum.”
Evet, yanlış okumadınız… PASİF ÖTENAZİ’yi yavaş yavaş uygulayan görevliler tarafından AKTİF ÖTENAZİ yapılmasını talep ediyorum…
Sözü evirip çevirmeden talebimi açık açık belirtiyorum… Nasıl olsa kalitesiz bir yaşama tabi tutarak ruhsal çöküntü yaşamamıza neden olduğunuz için yavaş yavaş ölüyoruz… Hiç değilse birden ölelim daha iyi…
Yorulan tek ben değilim elbette… Hatta benden önce geçen yıl yorularak bıktığını belirterek mücadele etmekten havlu attığını söyleyen Türkiye Sakatlar Derneği Malatya Şubesinde 21 yıl süresince omuz omuza mücadele ettiğim arkadaşım, dostum Yücel DOĞANŞAHİN’de 14 Aralık 2019 günü yaşadığı ve karşılaştığı ayrımcı, ötekileştirici bir uygulamadan dolayı kaleme alarak Malatya Valiliğine götürüp verdiği ve ardından ise CİMER’e yolladığı yazısında “Sizden ricam ilimizin cumhur başkanı olarak bizleri toplayın imha edin. Siz bizden kurtulun bizde bu kalitesiz yaşamdan kurtulalım.” diyor.
Yücel Hanım “Son Damla MUCİZE 2 Filmi” başlıklı yazısının devamında kelimesi kelimesine şunları dile getiriyor:
“Ben 1959 senesinde Kütahyanın Emet kazasında doğmuşum.
23 sene yürüyemeden evden dışarı çıkmadan yaşadım. 10 sefer amaliyat olduktan sonra deyneklerle ve yürüme cihazıyla yürümeye başladım. Dışarda akülü arabayla dolaşıyorum.
Babamla Annemi gerçek evlerine yollayalı 5 yıl oldu. Yalnız yaşıyorum… Bugün 2019 Aralık 14 itibariyle Yeşil sinemanın önünde duran bir gence içerdekilere söylermisiniz benim yanıma gelmelerini dedim. Yanında bir gençle birlikte geldiler. Mucize 2 filmini izlemek istediğimi söyledim. Gençde engellilerin girebileceğim salonda Mucize filmi gösterimde değil dedi. Yetkiliyim diyerek bir bayan geldi geçen hafta bu salonda gösteriliyordu o zaman gelseydiniz dedi.
Çokmu şey istiyorum insanca yaşamak istiyorum…
Sayın Valim
Ülkemde ve ilimizde engellilerin yaşam şeklini zorluklarını hepimiz biliyoruz.
Zamanında okumak istedim sen okumasanda olur. Çünkü sakatsın dediler. Çalışmak istedim, sakatsın çalışamazsın dediler. Kalitesiz yaşamamız için belli makamlar, ailelerimiz, toplum elinden geleni yaptı. Bizler gönüllü olarak bu yaşamı tercih etmedik.
Hiçbir zaman tanrıya isyan etmedim. Ama bize engel koyanlara 2 cihandada hakkımızı helal etmiyoruz.
Yalnız yaşıyan bir vatandaşım, özel günlerde sırtımız sıvaslanarak baş tacı olmayı istemiyoruz.
İlimizdeki mimari engellerin azaltılması sosyal yaşamların kolaylaştırılması yeni yapılan binaların bizlere uygun yapılması temennimdir.
Bu güne kadar çoğu isteklerimiz gerçekleşmedi. Sizden ricam ilimizin cumhur başkanı olarak bizleri toplayın imha edin.
Siz bizden kurtulun bizde bu kalitesiz yaşamdan kurtulalım. Saygılarımla
Yücel DOĞANŞAHİN
Not: Yazımın gerektiği gibi yazamamamın nedeni evde kendim yazmayı okumayı öğrendim. Okula gitmemiş birinin yazısı bu kadar oluyor…”
Sözün özü olarak, buradan Malatya’nın seçilmiş siyasiler ile atanmış idarecilerine soruyor ve diyorum ki: Benim talep ettiğim “AKTİF ÖTENAZİ” ile Yücel DOĞANŞAHİN’in yazısında belirttiği “İMHA EDİN” talebi ortada… Ya ötenazi, ya da insan onuruna yaraşır eşit bir yaşam hakkı istiyoruz… Sadece ve sadece insanca yaşamak istiyoruz… Sizce çok mu şey istiyoruz?