Doğanın önüne hiçbir engel konulamayacağı, herkesin kesinlikle bildiği birkaç kuraldan biridir. Sel, deprem, fırtına ve çığ gibi doğa olayları, insanoğlunu gerçekten korunmak zorunda bırakan doğa olaylarındandır. Dünya üzerinde yaşanan felaketlere karşı ise insanlık sadece önlem alabilmekte, hatta bir miktar önceden de tahmin edebilmektedir.
Teknoloji yardımı ile birçok doğa olayını önceden tahmin edebiliyor ve insanoğlunun, önlemlerini alabilmesini sağlayabiliyoruz. Meteorolojiden başlayarak gelen istatistiki bilgileri, uydular, radyosondalar ve gözlem evleri vasıtası ile güçlendirebiliyor, dünya üzerinde yaşanan tüm felaketleri, yıllarına göre istatiksel veri olarak tutabiliyoruz. Havada oluşan bulut hareketlerinden rüzgârın esme hızına, sismograflar sayesinde yer altındaki toprak hareketlerine kadar oluşan tüm hareketliliği takip edebiliyor, konunun ilgili uzmanlarının, çıkan bu veriler ile detayları bilgi alınabilmesini sağlayabiliyoruz.
İşte yukarıda bahsi geçen tüm teknolojik analizler sonucunda ise insanlık olarak, bir sonraki olacak doğa olaylarını kısmen de olsa önceden tahmin edebilir duruma geliyoruz. Analizler sonucunda çıkan tahminler ile birlikte gelişen yeni bir süreç başlıyor. Alınabilecek en fazla önlemi alabilmek. Şiddetli fırtınalardan kendimizi korumak için dayanıklı sığınaklar inşa ediliyor. Depremin şiddetine ve toprak zemin bilgilerine göre dayanıklı konutlar inşa ediliyor. Çığ, sel ve deprem felaketleri sonrasında da, bu sefer iş makinaları teknolojisi devreye giriyor. İş makinalarının çalışmalarının yapılamadığı yerlerde ise bu kez devreye Canlı Arama Dedektörleri, arama kurtarma ekiplerinin en büyük yardımcısı oluyor.
Bununla birlikte çevresel olarak ta kurulan Entegre geri dönüşüm tesisleri, Belge yönetim sistemleri, Elektrikli otomotiv sistemleri gibi birçok teknolojik gelişme sonucunda da doğanın korunması da amaçlanmış oluyor. Teknoloji her anlamda insanların işini kolaylaştırdığı gibi doğa ile mücadele edebilme kabiliyetini de geliştiriyor.
İnsan, bilinen teknolojik gelişmeleri de göz önüne koyduğumuzda, dünya olmadan yaşayamaz. Doğanın insana sağladığı tüm avantajları, en ergonomik şekilde, ona zarar da vermeden faydalanmalıyız. İnsan ve doğa bütünlüğünü koruyabilen her teknoloji, Yaşamı daha da kolaylaştıracaktır.