Teknoloji dünyasında üretilen bir ürünün en önemli aşamasıdır; testlerini gerçekleştirmek. Bu aşamada ürün testleri, kullanıcının kullanım şartlarını zorluyorsa, ürün başarısız kabul edilir. Başarısız kabul edilen ürün ise yeniden üretim aşamaları kontrol edilmek üzere, ilk üretim başlangıç noktasına gönderilir. Ürün başarılı ise bir sonraki aşama olan pazarlama ve satış başlar.
Bilgisayar teknolojisinin gelişmesi ile birlikte bu test ve deneme aşamaları sanal bir ortama taşınarak simülasyon terimini kazandırdı. Latince kökenli bir terim olmakla birlikte, Türkçe ’deki karşılığı benzetim olarak adlandırılır. Üretim dünyasında ise simülasyon, ürün henüz daha üretim aşaması bile gerçekleştirilmeden önce bilgisayar ortamında sanal olarak üretilir ve testlerinin gerçekleştirilmesidir. Çoğunlukla eğitim amaçlı olarak pilot eğitiminde kullanımını gördüğümüz simülasyonların üretim aşamasında da ürünün, ilk üretim başlangıç noktasına gönderilmesini engeller. Bu durum, maliyetleri ciddi oranda düşürdüğü gibi zamandan da ciddi kazanımlar sağlar. Öyle ki; piyasaya sunulmamış güncellemeleri bile, simülasyonların sonuçlarına göre yenilenir.
Şimdilerde simülasyonlar, Metaverse ve arttırılmış gerçeklik ile birlikte fizibilite çalışmaları dâhil olmak üzere projelendirme, planlama ve satış pazarlama aşamalarını da içeriğinde barındırabilir duruma güncellendi. Artık firmalar, üretimini düşündükleri ürünlerini sanal ortamlarda toplantılar yaparak planlayabilir, projelendirebilir, testlerini gerçekleştirip siparişlerini alarak kendisine ürün ile ilgili müşteri kitlesi oluşturabilirler. Sanal ortamda gerçekleşecek bu aşamalarda, yatırımcı kuruluş, ürün ile ilgili bir mali istatistik oluşturarak gerçek üretime geçebilecek ortamı sağlamış olur.
Simülasyonlar, Metaverse ve arttırılmış gerçeklik sayesinde sadece üretim sektöründe değil, eğitim ve ar-ge gibi diğer tüm sektörlerde de kullanılabilir. Her aşamada sanal ortamda gerçekleşen bir olayın direk olarak sonuçlarını görebilir, değerlerini değiştirebilir ve tekrar tekrar yeniden test edilebilir bir ortam oluşturur. Tahminleri ve olasılıkları arttırılabilir, sonuçlar ve çözümler üretilmesine en büyük yardımcı olur. Bir binanın, doğal bir afete ne kadar dayanıklı olduğu ve nasıl tepki verdiği ölçülebilirken sinyalizasyon sistemlerinin öngörülen hatalarını da çözümler. Pilotların, uçak kullanımı sırasında başlarına gelebilecek tüm olayların gerçek zamanlı olasılıklarını kullanarak tecrübe edinebilmelerini sağlarken eğlence sektöründe de 5D keyfi yaşatarak hızlı trenlerin ivmelendirme gerçekliğini size hissettirir. Uzaya gidecek Astronotların, uzayda yapacakları görevleri defalarca tekrar etmelerini sağlayarak hata riskini sıfır yapar. Yapay zeka ve makine öğrenmesi ile bütünleştirildiğinde de oluşacak ortamın başlangıcı, insan beynindeki kuramlar olurken sonucu ise gerçekte ortaya konan, istenen olacaktır.
Yapılan her simülasyonun sonuçları, gerçek ortama aktarılırken %0 hata bulundurması gerekir. Hatasız bir sonuç, kullanıcıların, ürünü ya da olayın senaryolarını kolayca kullanabilmesini ya da gerçekleştirmesini sağlar. Hatasız bir simülasyon, insan hayatını kolaylaştırdığı gibi zaman da kazandırır.