G TEKNOLOJİLERİ

              G harfini, alfabenin 8. Harfi olmaktan ve fizikte bir cisme etki eden g kuvvetinden daha önemli yapan, onun bilgi ve iletişim teknolojilerinde açtığı iletişim becerileridir. İnsanoğlu, en büyük teknolojik gelişmelerini iletişim alanında gerçekleştirmiş ve ticareti ile birlikte en büyük keşifleri de iletişim teknolojilerinin gelişmesi ile sağlamıştır.
                G teknolojisi, esasen adını İngilizce “Generation” kelimesinden almakta olup Türkçedeki karşılığı “Nesil” anlamını taşımaktadır. Fransızcadan dilimize “Jenerasyon” olarak da geçiş yapmıştır. Aslında birçok başlangıç, bu G harfinin iletişim teknolojisine verilmesi ile bu teknolojinin ne kadar ilerleyeceği konusunda ipuçları da vermiş diyebiliriz. Tamamen kablosuz iletişimin sağlanabilmesi ile başlayan bu G teknolojisi, önceleri daha çok kurumsal, askeri ve sivil toplum kuruluşlarında kullanılan Telsiz sistemleri ile başlamış olup teknik olarak içeriğinde havada hareket edebilen bir ses dalgasının elektronik olarak da veri taşıyabilmesi olarak nitelendirilebilir. Bu durumda telsiz sistemleri teknolojisine 0 (sıfır) G de diyebiliriz.
                Dünya üzerinde 1980’li yıllarda başlayan ve ülkemizde 90’lı yılların sonlarına doğru ortaya çıkan G teknolojisi, ilk olarak cep telefonları ile piyasada yerini almıştır. Analog olarak telsizlerde kullanılan teknolojinin alan kapsamasına geçilmiş olup hücresel alan oluşturularak sesin bölgesel bir noktadan kablosuz olarak daha uzak noktalara ulaştırılması sağlanmıştır. O dönemde cep telefonları belli noktalarda çekim alanına girer belli noktalarda alan dışında kalırdı. Otomobillerde kullanılan araç telefonları ve çağrı cihazları, daha yaygın olarak hizmet verebilir teknolojiler olarak 1G teknolojisinin rakipleri arasında sayılabilirdi. Ancak hücresel iletişim ağının maliyetinin düşük olması ile birlikte ağ yapısı genişletilerek kapsama alanı oluşturulmaya başlandı. İşte hücresel ağın genişletilmesi, G teknolojisinin bir adım daha ilerlemesi demekti.
                1G’den sonra hücresel ağ genişlemesi ile birlikte ihtiyaçları artan G teknolojisi, 2G ile teknolojisini hızlandırmış, analog haberleşmeden dijital haberleşme teknolojisine geçiş yapılmıştı. Tüm bu teknoloji gelişmeleri, G teknolojisini daha da hızlandırarak 3G ile zirve noktasına ulaştı. Multimedya bilgilerinin yani sesin yanında görüntü ve fotoğraf gönderebilme işlemlerinin gerçekleştirilebilmesi, 4G ve 4,5G teknolojilerinde kendini iletişim becerilerinden çok farklı bir alana taşıyarak bilgisayar teknolojisi ile bütünleştirdi. Artık herkesin cebinde bir bilgisayar olmaya başladı. 3G’den sonra cep telefonlarında oluşturulan işletim sistemleri, iletişim teknolojisi ile bilgisayar teknolojisini bütünleştirdi. Bu işletim sistemleri içeriğindeki uygulamalar ve bulut teknolojisi ile birlikte dünya artık cebimize kadar girdi.
                Şimdi sıra 5G’de. 5G’nin tüm bu teknolojilerin hızını arttıracağı bilinen bir gerçek. Ancak bu G teknolojisini diğerlerinden ayıran en büyük özelliğin, tüm bilinen teknolojiyi bütünleştirecek olmasıdır. Evinizde kullandığınız akıllı sistemlerden, aracınızdaki otonom sistemlere kadar, ofisinizde kullandığınız bilgisayarlardan cep telefonunuzda işlem yapabildiğiniz banka işlemlerine kadar size ait olan tüm teknolojilerin cep telefonunuzda kullanacak kadar bütünleşik bir sistem oluşturması hedefleniyor.
                G teknolojilerinin bir sonraki aşamasının yapay zekâ olabileceği, 5G teknolojisinin göstereceği performans ile doğru orantılı olarak hayatımızda yerini almaya başlayacak. Kontrol edilebilen her teknoloji, insanoğlu için gerçekten büyük bir kolaylık olacak; size sevdikleriniz ile birlikte daha çok zaman geçirmenizi sağlayacaktır.