Sevgili okuyucularım,
19 Eylül gaziler gününde başta Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehitlerimize rahmet sağ olan gazilerimize sağlıklı günler dilerim.
Şehit ve Gazilerin ulusal değerler olduğunu yıllar önce gaziler derneğinin kurucu başkanı ve sekiz yıllık görevim süresince sürekli olarak genç nesile “ Şehidi ve Gazisi olmayan ulus olmayacağı gibi toprağı da vatan olamaz, ne mutlu ulusuma ki bu ülkede bu değerlerden fazlası mevcuttur. Şehit nurlanmış, gazi onurlanmış askerdir” .
Her yıl olduğu gibi bu yılda 19 Eylül gaziler gününde hatırlanan gazilerimiz, tarihte olduğu gibi bu günde aynı inançla vatanımızın bölünmezliğine, onun koruyucusu ve kollayıcısı silahlı kuvvetlerimize, geleceğimizin teminatı olan gençlerimize, yüreği vatan aşkıyla yanan değerlerimize yapılan saldırılara karşı kanını akıtmaya, canını feda etmeye, ülkemizin bağımsızlığına saygı duymayan, topraklarımıza göz diken vatan hainlerine karşı canını feda etmeye her zaman hazırdır gazilerimiz diyordum.
Sevgili okuyucularım, 19 Eylül 2010 yılında gaziler gününde “ gazi savaşın canlı tanığıdır. Gazi bir kahramandır. Canını devleti için feda etmek muharebe meydanına karşılıksız olarak süren gazi daima devletinin yanında, onu sever ve hiçbir zaman devlet düşmanlarıyla aynı safta bulunmaz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından bu güne kadar binlerce vatandaşımız şehit olmuş bir o kadarı da gazi unvanı ile onurlandırılmışlardır. Toplum olarak düşünmeliyiz… Üzerine bastığımız bu toprak, bu toprağı vatan yapan birileri var, onlar da şehit ve gazilerimizdir. Bu gün herkes evinde ekmeğini rahat yiyorsa, çocuğunu sevebiliyorsa, ibadetini yapabiliyorsa, benim için en önemlisi gökyüzünde bayrağımız dalgalanıyorsa bunlar genç yaşlarında cennet bahçelerine girercesine kara toprağın altına giren şehit ve gazilerimizin sayesindedir “ demiştim.
Evet… Bunu hiç kimse unutmasın. Bu vatan hiç kimsenin değildir… Bu vatan sadece canını korkusuzca hiçe sayan 20 yaşlarında ölüme koşan şehit ve gazilerin bize bıraktıkları emanettir.
Türkiye’nin kritik bir coğrafyada olmasından dolayı güvenlik sorunu tarih boyunca dün olduğu gibi bu günde en temel sorun olarak karşımızda tüm heybetiyle durmaktadır. Bu güne kadar olduğu gibi güvenliğimizi emanet ettiğimiz gazilerimiz canları, kanları pahasına savaş tarlalarında üstlendikleri sorumlulukları yerine getiren kahramanlarımızı bu gün toplumun ve bazı yetkililerin sessizce onları izlemesi ne acı…19 Eylül’de gaziler gününü kutlarken ve hatırlarken onların içinde bulundukları koşulları bilmek zorundayız. Devlet, Anayasanın 61.maddesinde gazilere yaraşır bir hayat seviyesi sağlayacağını taahhüt eder. Fakat gazilerimizi dinlediğimizde ortaya çıkan tablo, yapılanların yeterli düzeyde olmadığını net bir şekilde görmekteyiz. Bilhassa 1005 sayılı yasaya tabii gazilerimizi. Çünkü
“ UNUTULMAK ACI VERİYOR GAZİLERİMİZE “