KKTC CUMHURİYETE GİDEN YOL
1960 = Kıbrıs’ta iki ada halkı olan Türkler ve Rumlar arasında ortaklığa dayanan uluslararası antlaşmalar uyarınca “ KIBRIS CUMHURİYETİ “ kurulmuştu.
1963 = Rumlar Kıbrıslı Türklere karşı saldırılara başlamışlardı.
1967 = Yunanistan’da yönetimi ele geçiren askeri darbe yönetimi, Kıbrıs’ta BOGAZİÇİ ve GEÇİTKALE köylerine saldırılar düzenleyince Türkiye’nin ihtarı üzerine Yunanistan adadan kuvvetlerini geri çekmek zorunda kalmışlardı. 29 Aralık’ta “ KIBRIS GEÇİCİ TÜRK HÜKÜMETİ “ kurulmuş, bir süre sonra “ KIBRIS TÜRK YÖNETİMİNE “ dönüştürülmüştü.
1974 = Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak için kurulan EOKA-B lideri SAMPSON, 15 Temmuz 1974 sabahı darbeyle Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios’u devirince adada Türk varlığının tehlikeye girmesi üzerine Türkiye 20 Temmuz 1974 günü KIBRIS BARIŞ Harekâtını başlattı.
1975 = Harekâtın başarıyla sonuçlanmasından sonra 13 Şubat 1975 tarihinde KIBRIS TÜRK FEDERE DEVLETİ’i kuruldu.
1983 = Kıbrıs Türk Federe Devletinin 15 Kasım 1983 günü almış olduğu kararla KUZET KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ kuruldu.
Evet, sevgili okuyucularım, 15 Kasım 1983 Salı günü Türk Milleti’nin şanla, şerefle dolu tarihine yeni bir sayfa eklenmiş, Kıbrıs Türk Federe Devletinin oy birliğiyle aldığı 50 sayılı kararla KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ dünyaya ilan edilmişti. Meclis kararını ve Bağımsızlık demeci metinlerini Meclis binası önünde toplanan halka KTFD başkanı Rauf DENKTAŞ tarafından yapılmıştı. Aynı gün Türkiye KKTC’ni tanıma kararı alarak alınan karar Dışişleri Bakanı İlter TÜRKMEN tarafından açıklanmıştı.
15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıs Türk halkının kendi kaderini tayin etme hakkına dayanılarak ve siyasi eşitliği vurgulanarak ilan edilmişti. Bu yola gidilirken federasyon tezi muhafaza edilmiş ve Rum tarafına barış ve çözüm çağrısında bulunulmuştu.
16 Kasım 1983 tarihli Türk gazeteleri, bu tarihî gelişmeyi başlıca şu manşetlerle duyurmuştu : “ KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ İLAN EDİLDİ… ÇÖZÜM İÇİN ZORUNLU KARAR “
(Cumhuriyet); “GURUR GÜNÜ “ (Hürriyet); “MUTLU SON “ (Güneş); “ KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ KURULDU… KUTLU OLSUN “ “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu – KUTLU OLSUN” (Milliyet).
Sevgili okuyucularım, 1931’den itibaren Kıbrıslı Rumlar, Yunanistan ile birleşme taleplerini yoğunlaştırarak Kıbrıs’ın tamamen bir “ELEN ” adası haline getirilmesine hız vermişlerdi. Yunanistan'dan gelen Albay Grivas 1955 yılında EOKA terör örgütünü kurmuş ve Ada’daki şiddet eylemlerini giderek artırınca 1955-1958 döneminde Kıbrıslı Türkler 33 karma köyü terk etmek zorunda kalmışlardı. İngiltere 1956 yılında adada sadece Rumların değil, aynı ölçüde Kıbrıslı Türklerinin de "self determinasyon" hakkı bulunduğunu ve bu çerçevede taksim talebinin de geçerli bir seçenek oluşturduğunu açıklamışlardı.
1967'de Yunanistan'da yönetimi askeri darbeyle ele geçiren Cunta, Enosis'e ulaşmak için Keşan ve Dedeağaç görüşmelerinde Türkiye ile pazarlığa kalkışmış, bundan sonuç alamayınca Kıbrıs’ta Boğaziçi ve Geçitkale köylerine karşı saldırılar düzenlenmiş, bu saldırılara Yunan birlikleri de katılmıştı. Türkiye'nin anlaşmalardan doğan müdahale hakkını kullanacağı yönündeki ihtarı üzerine Yunanistan, BM gözetimi altında Ada'dan kuvvetlerini çekmek zorunda bırakılmıştı.
Bu yıllarda Kıbrıs Rumlarının arasında EOKA-EOKA-B arasında ortaya çıkmaya başlayan görüş ayrılıkları, Türkiye'nin müdahalesinden çekinen ve Kıbrıslı Türkleri ekonomik yoldan alt etmeyi yeğleyen Makarios ile süratle sonuç alınmasını arzulayan yunan cuntacıları içeren EOKA-B'cilerin karşı karşıya gelmelerine neden olmuştur. 15 Temmuz 1974 tarihinde Yunan Cuntasının desteğiyle EOKA-B lideri Nikos Sampson, adayı Yunanistan'a bağlamak amacıyla Makarios'a karşı bir darbe gerçekleştirerek iktidarı kısa süreyle ele geçirmiştir.
Kıbrıs'ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne kasteden bu hareket karşısında Türkiye, 1960 Garanti Antlaşması çerçevesinde, önce İngiltere'ye ortak müdahale teklifinde bulunmuştu. Türkiye, İngiltere'nin olumsuz cevap vermesi üzerine, Ada'daki Türklerin güvenliğini de dikkate alarak 20 Temmuz 1974 günü Barış Harekâtı’nı başlatmıştı. Böylece Kıbrıs'ın Yunanistan'a ilhakı önlenmiş, Kıbrıs Türk halkının varlığı da güvence altına alınmıştır. Türk Barış Harekâtı aynı zamanda Yunanistan'da Cunta idaresinin de sonu olmuş ve Yunanistan’a demokrasi getirmişti.
Sevgili okuyucularım, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kurulması Kıbrıs Türk halkının ayrılıkçı zihniyet ve amaçlarla ve şiddete dayalı yöntemlerle attığı adımların neticesi değildir. Aksine, antlaşmalara dayalı olarak eşit kuruculuk ve ortaklık esasına göre kurulmuş olan 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nden Rumlar tarafından zorla ve zorbalıkla dışlanmış olmanın ürünüdür. Uluslararası toplumun belli başlı aktörlerinin ve BM’nin tek yanlı haksız tutumlarından cesaret bulan Rumların Kıbrıslı Türkleri kimliksizliğe mahkûm etme yerine, Ada’daki gerçeklere dayalı eşitlik temelinde doğal, sağlam ve yaşayabilir bir çözüm şeklinin tercih edilmesinin sonucudur. Tahrikçi ve çatışmacı değil, teşvikçi ve barışçı niyet ve düşüncelerin eseridir. Türk ve Rum halkların yaşadığı Kıbrıs adasını bir Yunan adası haline getirme teşebbüslerini sonlandırma azim ve kararlılığının sembolüdür. Hayalciliğe karşı, gerçekçiliği üstün kılma isteğinin göstergesidir. KKTC’nin ilânında, adada Türklerle Rumların yana yana huzur, refah, barış ve işbirliği içinde yana yana yaşamalarını mümkün kılacak zemini yaratma emeli vardır.
Rumlar yıllarca “ ENOSİS İÇİN ÖLÜRÜZ “ dediklerinde Kıbrıslı Türkler de “ BİZ DE ENOSİSİ ÖNLEMEK İÇİN ÖLÜRÜZ “ sözleriyle 1940’lı yıllardan itibaren Kıbrıs Türk halkının “ENOSIS” e karşı direnişini başlatan, bu direnişin önderliğini ve bayraktarlığını yapan,1950’li yıllarda Türk Ulusu tarafından baş rolü oynayan merhum Dr. Fazıl KÜÇÜK ile, 1948 sonbaharında Lefkoşa’da düzenlenen Kıbrıs Türk mitinginde henüz 24 yaşındayken genç bir avukat olarak halka hitabeden ve “KIBRIS GİRİT OLMASIN “ diye haykıran, daha sonraları bayrağı Dr. KÜÇÜK ’den teslim alıp direnişin örgütlenmesinin temelini atan “ENOSIS GERÇEKLEŞMESİN, HALKIM ADADA İKİNCİ SINIF VATANDAŞ DURUMUNA DÜŞMESİN, KIBRIS ANAVATANIMIZ TÜRKİYE’YE KARŞI BİR YUNAN HANÇERİ HALİNE GELMESİN HALKIM EŞİT EĞEMEN KURUCU ORTAKLIK STATÜSÜ KABÜL GÖRSÜN “ diyerek on yıllarca masa başında çetin müzakereler yapan; Rumların âdil ve kalıcı çözüm arayışlarını sürekli engellemeleri üzerine halkının kendi kaderine sahip çıkması için meşaleyi yakan ve KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı olan merhum Rauf R. Denktaş’ı rahmet, minnet, şükran ve saygıyla anıyorum.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin ilanı anısına her yıl 15 Kasım günü kutlanan ulusal bir bayramdır. Başta Türkiye’den olmak üzere farklı ülkelerden siyasi temsilciler Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine gelerek kutlama törenlerine katılırlar. Yazıma son vermeden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulması için cesaretle, fedakârlıkla ve kahramanlıkla CUMHURİYETE CAN VEREN bütün kahraman şehitlerimize rahmet dilerken, gazi olan arkadaşlarımızı saygı, şükranla anmak isterken “ YAŞASIN KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ! YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ! YAŞASIN TÜRK MİLLETİ “
KKTC/ Yakın Doğu Üniversitesinde “ ACILARDAN CUMHURİYETE KIBRIS “ fotoğraf sergimin açılışında katılımıyla beni onurlandıran dönemin KKTC Başbakanı Rahmetli Sayın İrsen KÜÇÜK, Cumhuriyet’i ilan eden Meclis’te kendisini işaret ederken.
Başbakan Sayın İrsen KÜÇÜK (Rahmetli) 1940-1974 yılları arasında Kıbrıs’ta” CUMHURİYETE CAN VEREN “ ler fotoğraflarını incelerken.