Dünyanın sonuna doğru hızla giderken artık felaketler, depremler, seller, tusunami, yaşanan salgın hastalıklar kuş gribi, sars, verem, veba ve en son corona covid 19 pandemisi ile mücadele etmyİ insanlık öğrendi. Öğrenmek zonunda da zaten.
Bu noktada sağlık örgütleri, ülkeler, başkanlar, liderler bu sıkıntılardan halkı kurtarmak için mücadele verirken, bizlerde o mücadeleye destek olmak zorundayız. Bu mücadelede el ele ülke olarak kurallara uyarak kurtulmayı başarmalıyız. Başarmalıyız ama bir anlık rehavetimiz, ummadığımızı başımıza getirebilir.
Türkiye, Malatya olarak bu covid19 illetinden tam da kurtulduk derken; bu salgını bitirme aşamasına girmek üzereyken yine dikkatsizlik, tedbirsizlik, bana bir şey olmaz (!) gibi deli cesareti his ve sözlerle vaka sayısının artmasına sebeb olduk.
Sosyal mesafenin şart olduğu, maskenin mecburi tutulduğu şu günlerde, yan yana içi içe olmadan duramıyoruz. Maskelerimiz var ama ya çenemizde, ya kolumuzda, ya cebimizde veya elimizde. Her ne hikmetse ağzımızda durduramyoruz.
Şahısların kendi sağlığını düşünmek veya düşünmemek gibi hük ve hürriyetleri var. Bu kişinin hür iradesinin elinde. Lakın şu kuralı bilmek ve uygulamak zorunluluğunda olduğumuzu bilmek ve ona göre yaşamak mecburiyetindeyiz.
KİŞİNİN ÖZGÜRLÜĞÜ KARŞISINDAKİNİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN SINIRINDA BİTER.
Yani kişi cahil cesareti ile bu kuralların hiç birine riayet etmeme hakkına sahiptir. Sahiptir ama yaşanabilecek bir sıkıntıya (hastalığa) karşısındaki başka insanıda katmak, ona buluşturma hürriyetine sahip değildir.
Bu bilinçle bir süre daha kurala azami uymaya gayret göstermek zorundayız. Bir süre daha dikkatli olmayı başarırsak bu sıtıntıdanda kurtulacağız inşaELLAH.
Takip getmiştirsiniz, covid19 un aşısını bulundu ve üretime başlandı hayırlısıya. Artık gerekirse o gün, sıra, tarih vs. ile insanımız ve insanlık aşılanacak. Zaten gribin bir türü olan bu corona ile yaşamaya alışmak zorunda insanlık.
İşin birde tarihi ve ayrı boyutu var tabi (!)
Bir zamanlar, baş örtüsü takmanın sorun olduğu, kamu kurum ve kuruluşlarına kabul edilmediği, üniversitelere alınmadığı günler yaşadık. İnanın garip bir canlı biraz refaha kavuşunca hemen unutabilme özelliğine sahipki unuttuk sanırım o günleri.
Başörtülü insanların ikinci sınıf kabul edildiği günlerdi o günler. Türbanlılar Arabistan'a diyen siyasilerin olduğu günlerdi. Daha bir çok örnek verebilirim. Lakin sütunum buna kifayet etmez. O bayanların örtünmesinin bile yasak olduğu tesettürün en önemli aparatlarından olan peçeyi, bu gün bayanı erkeği, genci yaşlısı sağlık için takmak zoruda. Ve gözlemlediğim kadarıylada takan insanımız bundan rahatsızlık duymuyor. Ve kimse kimseyi maske taktığı için kınamıyor. Aksine tavsiye ediyor. Görevli kimseler yollarda takmayanları uyarıyor.
Bu sahneleri gözlemyelince inanın kalbime gelen ilk şey, eALLAH’ı büyüklüğü ve kudreti oluyor. Bayana emrolunan takva örtüsü peceyi O eALLAH ki tüm insanlığa taktırdı. İnananı, inanmayanı, yaşlısı, genci, siyahı, beyazı vs. ayırt etmeksiniz bir gezegen insana taktırdı. SübhüneALLAH….
Sözlerimi toparlarken yeni bir yazımda daha buluşabilmek ümidi, selam, muhabbet ve daum dua ile……