Ne güzel teslimiyet... Ne güzel bir kul olma hali. İçinde sabır tesbihleri dizili. İman etmenin belki de en zor ve en derin, sükun etme şekli...
Hepimizin diline zaman zaman düşen, rahatlatıcı cümle değil mi!?
Allah'ın dediği olur!!!
En son babamın hastane de ölüm döşeğinde Allah'ı zikreden başında gördüm ben o teslimiyeti. Ve bir de ''bunu da atlatacağız babacığım dediğim de ''Yavrum, Allah'ın dediği olur'' diyen, beni de o gün bu gündür tesiri altında bırakan son cümlesin de. Bir evlat olarak hayatımın şu güne kadar ki en zor, en acı sahnesiydi fakat, içinde nice ibretler gizliydi. Hem bir yandan dua etmek, hem bir yandan en sevdiğinin son imtihanına şahit olmak, hem de onun bütün olan biteni imanla kabul hali...
Üstelik öyle Allah dostu, muhabbeti ruhunu ve kalbini teslim alan bir babayı kaybetmekle yüz yüze gelmenin verdiği derin korku ve keder anı... Kalemi elime almakta hiç bu kadar zorlanmadım ki! Yüreğimin bir yanı yazmak için çok şey biriktirdi, bir yanı da bu acıyı kabullenemediği için o cesarete gelemedi. Belki de cesaretim ilk kez bu kadar zor kendine geldi. Belli ki tesellisi zaman da saklıydı, kendini bugüne sakladı. Ben zaten babası için ne yapsa az sayılacak bir kız evladı olarak, onun o teslimiyetini yazmadan nasıl devam edebilirdim ki!? Üstelik iyi bilirim ki, onun için yaptıklarımdan ziyade, yazdıklarımla da eksik ve yetersiz kalacak kalemin dili.
Yine de işte, herşeye rağmen yine de anlatayım istedim derdi Allah olana, derdi Allah olan, kalbi güzel ve ruhunu teslim etmiş bir faniyi..!
Bu dünyadan bir çınar, bülbül sesli, iman ehli, hak delisi bir adam, yani benim''Babam'' geçti!!!
Ne şanslıydım ki, bana hakkı öğreten, benim ilk öğretmenim ve yüzlerce öğrenci yetistirmiş gizli bir hazineydi.!
Zaten ''babaların en hayırlısı'' başka nasıl olabilirdi ki!?
Mesela; hayatta hiç bir servetin onun varlığına, ilmine, bir rehber gibi bilgiyle dolu oluşuna eş değer olamayacağını bana hep hissettirirdi. Rabbini bu kadar güzel meşk eden bir kulu da Rabbim bu cehennemin ortasında bırakmak istemedi belki. O gün bir kez daha anladım ki, iyiler çabuk gidermiş dedikleri buymuş demek ki!!!
Ama biliyorum ki, bu dünyanın da ihtiyacı var iyiyi anlatan, topluma yön veren değerli kişilere. Hakkıyla bir öğretmen olmuş, ilim dolu insanlara. Bu yüzden aciz bir kalem olarak ben de üstlendim babam da gördüğüm o güzel teslimiyeti okuyucuma anlatmaya.
Teslimiyet demişken, dönüp baktım da geçmişime, şuanıma. Hangi yaşadığım benim dediğim gibi oldu ki; önce kendimi, nefsimi çek ettim elbette ki!
Size de soruyorum şimdi!
Gösterin de göreyim; Yeryüzün de Rabbimizin ilmi dışın da ne cereyan etmiş, ya da hangimizin dediği, aynen oluvermiş ki? İçinde nefsin varsa olmasın daha iyi, çünkü biz bizim için hayırlı olanı bazen şerrin için de görmedik mi?!
Oysa insan denilen mahluk ne aciz ki; kibrince davranıp, yaptığı güzel işleri kendinden bilip hadsizliği öyle güzel icra eder ki!
Bir yaprak yok ki Rab emretmedikçe düşmez yere!
Peki ya insanda ki bu kibir, bu şeytanice tavır neden ki!?!
Koca kainatın efendisi ne sabırlı ki; insanın kendine ettiğine karşılık kıyameti vermekte bekliyor asilce değil mi?
Bense teslimiyetin en sağlam ip olduğunu bir kez daha gördüm kendi gözlerimle. O hep bize anlatırdı zaten, hatta hayatı evlatlarına iyiyi, doğruyu, hakkı ve hakikati anlatmakla geçti belki. Evlatları için yaşayan, dost canlısı, yalnızca da Allah'ın rızasını gözeten, nasibi olanın bildiği bir efsaneydi, geldi geçti!
Ne o unutulacak, ne de onun öğrettiklerini unutturmayacak geride kalanları. Bütün babalar kıymetlidir evlatların gözünde. Ancak en hayırlısı, hayırlı evlatlar bırakandır geride.
Allah affetmez hayrı inkar edeni, kıymet bilmeyeni de!
Zaten dünya kaybediyor giderek değer ve kıymeti de. Kaleme dost olup yazmadan geçmekte haksızlık olur Allah'ın dediğine teslim olmuş nefes alan, ve artık alamayan güzel fanilere de!
Rabbim hem ondan, hem de onun gibi hayırlı yaşayıp, hayırlı evlatlar bırakmış bütün babalardan razı olsun...
Dünya da olan bütün güzel babalar da kalsın sağlıcakla...
Siz güzel evlatlar da; kıymet bilin, daha çok sarılın onlara.!
Ve ben sana ''ELVEDA'' demiyorum güzel babacığım, bilakis GÖRÜŞMEK ÜZERE!!!