Bana diyorlar ki;
Neden hep kadına şiddeti yazıyorsunuz, neden kaleminiz insan odaklı değil de kadın yanlısı gibi...
Hayır!!!
Ben kalemimi mağdurdan yana tutuyorum, kadına şiddetin temellerine değiniyorum, bilinçlenelim diye sebeplerini vurguluyorum.
Bu şu demek oluyor ki kadına şiddet azalmıyor ve hep artıyor. Ölen, şiddet gören, tacize uğrayan ve haklarına saygı duyulmayan her birey bunu yalnızca kadın olduğu için yaşıyor...
İki gün önce İzmir de 13 yaşındaki bir kız çocuğunun üvey babası tarafından istismara uğramasını anlattığı o içler acısı mektuplar,
40 gün önce Malatya da kaybolan Fatma Öz'ün aslında görüştüğü kişi tarafından öldürülüp gömülmesinin ortaya çıkması,
Alışveriş merkezlerin de, marketler de kameralara takılan küçük kız çocuklarına yapılan cinsel tacizler,
Haberimiz olan olmayan ama her gün kendi hikayesi içinde kaybolup giden kadınlar...
Tüm bunların yanında da karısına şiddet uygularken son derece rahat bir şekilde ''zaten adaletin olmadığını söyleyerek'' bana birşey olmaz üç ay yatar çıkarım seni elimden kimse alamaz diye pişkince bu suça devam edenler...
Şimdi söyler misiniz bana tüm bunların ve çok daha fazlasının olduğu bir ülke de hangi söz kadından, kız çucuklarından yana değil yada hangi vicdan bunlara sağır kalabilir?
Peki öldürülen, şiddet gören, gömülen, yakılan, sakat bırakılan hangi kadının faili bir yabancı?
Babası, abisi, kocası yada sevgilisi...
Hangisi güvenilmez?
Hangisi uzak durulması gereken bir yabancı, bu kadar yakınken?
Neden kadın olmak hep suç sayılı?
Neden sırf istemediği ve ayrıldığı için bedelini canıyla ödüyor bu insanlar?
Bütün bu soruların var mı bir cevabı?
Hemen hemen her yazımda annelere, kadınlara, genç kızlara sesleniyorum;
Evlatlarınızı yetiştirirken insan odaklı olun, kendine ve topluma saygısı olan bireyler olsunlar diyorum, kendinize olan saygınız için tavizden kaçının diyorum. Fakat bu yöntem hali hazırda yetişmiş ve şiddeti bilerek öğrenerek büyümüş bireyler için ne kadar işe yarar ki!
Demek ki bütün bunlar içinde koşulsuz şartsız ciddi yaptırımlar gerekli. Caydırıcı bir takım kanunların olması mutlaka işe yarayacaktır. Kısasta hayat vardır. Kadına yönelik şidddette ki artışı sırf pandemi dönemine göre yorumlayıp ''tölere edilebilir'' diyen bir aile bakanının aksine bütün bunların önüne geçebilecek zihniyetler gerekli.