Takviminin her yaprağı acı kayıp ve hadiselerle dolu olan 2020 yılının son hafta ki ağır bilançosu Beyrut...
İyi bir şey olsa da yazsam diye beklerken bu hafta Beyrutta ki tablo karşısında ne ülkem ne de kalemim duyarsız kalamadı...
Onlarca insanın canından olduğu, onlarca insanın da ağır bedeller ödediği bu bilanço karşısında üzüntü duymamak içten değil.
Belki zor bir zaman ama bu zamanın en güzel detayı, bütün zor zamanlara yardım eliyle destek veren ülkem...
Hani Ahmed Arif'in dediği gibi;''Nerede bir can ölse oralı olur yüreğim, Olmalı zaten. Olmazsa insan olmaz yüreğim!!''
İşte ülkem de böyle benim.
Nerede bir can yansa oraya uzatır yardım elini...
İçinde olup, insan olarak, millet olarak, hatta dünya olarak ciddi bedeller ödediğimiz bu zor
günlere rağmen, mağdur olanın yanında olmak beni bir insan olarak umutlandırıyor.
Belki elimde ki kalem son zamanlarda bu köşeye iyi birşey yazamıyor. Hep can pazarı, hep bir olumsuzlukla devam ediyor olsakta, böyle tabloların varlığı da inanın yazılmaya değer diye düşünüyorum.
Savaş, hastalık, deprem, kaza, ekonomi ve gündemden düşmeyen kadın cinayetlerini yaşamaktan yorulmuş bir toplum olarak, artık iyi şeylerden bahsetmeye de ihtiyacımız vardı.
Toplumda her geçen gün pandemi sürecinin açtığı maddi manevi travmalar baş gösterse de, beterin beteri var diye düşünmekten kendimi alıkoyamadım...
Beyrutta ki patlama sırasında canından olan, evinden yurdundan olan insanların, çocukların yaşadığı travmayı düşünüp şükretmek gerektiğini düşündüm.
Bir insan olarak, insanın acı duyduğu yerde kalbin atmıyorsa yokla kendini!!!
İnanıyorum ki; bu yorgunluğumuz ve ödediğimiz bedeller açacak çiçek bahçelerinin habercisidir!!!