İnsanda sahip olunacak öyle güzel değerler var ki, yalnızca kadın olup mağdur olmak en kolayı inanın bana.
Kadınlığın arkasına sığınıp fazilet ve erdemi harcamamak mesela!
Hep kadın mı mağdur bu koca dünya da, kime ve neye göre demezler mi adama? Sadece kadının savunucusu olursam, haksızlık etmez miyim vicdanıma?
Gayem insan benim! Bunun cinsiyeti olmaz dedim ilk yazımda da. Toplum da "kadına şiddet" diye bir gerçek var bunun sebebi özünde insan olamama, kadına insan gözüyle bakıp, öyle yargılayamama. Kimse kusura bakmasın kadınım demek değil, insanım demek için çıktık bu yola.
Vicdan olmadıktan sonra ne insan, ne de hayvan huzurlu yaşayamaz bu topraklarda. Manevi değerlerini giderek kaybeden bir toplumun bir an önce özüne dönmesini ve ortalama 70-80 yıllık bir ömür için nefsinin kurbanı olmamasını diliyorum. Herkese ödevler ve görevler düşüyor. Biraz çek edelim vicdanımızı ve insanlığımızı. İyiliği unutup, iyilik dileyen bir toplum olduk. Bir elin verdiğini öteki görmesin derken, yaptıklarımızla kötülüğe en büyük örnek olduk.
Ne bırakacağız bizden sonra gelen nesillere ya da evlatlarımıza? Çocuk yetiştirmeye korkan anneler ve babalarla dolu hepimizin etrafı.
Bu toplumda kaybolup giden sadece canlar mı? Ya değerlerimiz, ya bizi biz yapan asıl meziyetlerimiz? Onları kim koyacak yerine? Suçluyu bulup ceza evine göndererek, ona idamı dileyerek mi kurtaracağız asıl kaybımızı? Burada sorunu değil, kaynağını hatırlamalı. Ceza evlerini doldurmak meziyet değil.
Biz bu ülke de henüz kundaktaki bebeğini sokağa atan annenin haberini de okuduk, kanser hastalarına ve annesi gözlerinin önünde öldürülen kız çocuğuna koşup sarılan, Haluk Levent'in haberlerini de. İşte bütün mesele burası. Kaybettiğimiz değerlerimiz, insani özelliklerimizken buna bir cinsiyet ayrımı yapmak beni feminist yapardı.
2019 yılında 299 kadın cinayeti var ve bu rakama, Aslı Şahin ile Filiz Tekin dahil değil. Peki ticari amaçlı, keyfi, ya da hiç bir sebep olmadan sadece savunmasız olduğu için öldürülen hayvanların bir rakamı var mı? Bir yerde bir can acıyor ve öldürülüyor diye hemen oralı oluyor yüreğimiz ya da vicdanımız. Olayı lanetliyor, eleştiriyor ve sosyal medyadan hashtag yapıyoruz. Hatta olay olurken sağında solunda olup seyredeni bile kınayıp, insanlık öldü diyoruz.
Ben de diyorum ki; Dünya kötülüğü böylesine kusarken, iyiliği ve merhameti hatırlayalım. Sabahtan akşama kadar ülke de olan acı haberleri okuyup, birbirimize anlatıp, kendimizi duyarsızlaştırmaktansa insan olmak neyi gerektirir onu hatırlayalım.
Bir aslanı ya da yırtıcı bir hayvanı neden kafeslere kapatır hayvanat bahçeleri? Neden üzerine kadar kapatır ve yaklaşmayın diye uyarı yazısı asar? Çünkü öldürmek ve parçalamak onun doğasıdır! Aç karnını doyurmak için avını etkisiz hale getirmesi gerekir!
Peki insanın doğası nedir?
İnsanı insan yapan meziyetler, fazilet ve değerler böylesine harcanırken herkes biraz şapkasını çıkartıp düşünmeli.
İnsanlık nereye gidiyor değil, ben nereye gidiyorum? Yolum ve amacım ne demeli!
Süper bir yazı sizi takip ediyorum